Cildi desteklemek demek kolajenini korumak demektir.
Yaşla beraber vücuttaki kolajen miktarı da azalır ama modern yaşam ve farklı beslenme tarzları çoğunlukla bu kaybı hızlandırır. Mesela, yüksek homositein ve kortizol seviyeleri kolajene zarar verip üretimini baskılar ama BioSil® bu “anti-kolajen” maddeleri normal seviyelerine getirmeye yardımcı olarak cildi içten dışa korur.
BioSil® cildinizdeki kolajeni korur
BioSil®’in patentli ch-OSA® kompleksi içeriğindeki kolin sayesinde yüksek kortizol ve homosistein seviyelerini normal seviyelerine çekmeye yardımcı olur. Kolin, B-vitamini gibi vücudun homosisteini metiyonine dönüştürmek için sentezlediği bir maddedir. Metiyonin, kolajen, elastin ve keratin dahil olmak üzere birçok amino asitin üretiminde kullanılan bir maddedir.
Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre BioSil®’in yapısındaki kolin, yüksek kortizol seviyesini de düşürmeye yardımcı olmaktadır.
Kolajen yok edici hormon ve amino asitlerin miktarının azaltılması ile BioSil® sadece var olan kolajeni korumakla kalmayıp, yeni kolajen ve elastin üretimini de desteklemiş olur.
3-5 ay içerisinde gözle görülür sonuçlar
Bir takım klinik testler BioSil®’in cilt için, özellikle de yüz için yararlı olduğunu gösteriyor. 20 hafta içerisinde ince çizgi ve kırışıklıklarda gözle görülür azalma olurken cilt elastikiyetinde ise artış görülüyor.
Sağlıklı cilt, güzel cilt
Sağlıklı bir cilt D vitamini üretir, vücut sıcaklığını ayarlar, patojenlere karşı kalkan görevi görür. Kolajen cildimizin %75’ini oluşturur ve ağırlık olarak her sene %1 azalır.

30 yaşındaki bir kadın, 20 yaşındayken sahip olduğu kolajenin sadece %90’ına sahip olur. Menopoz ise bu kaybı arttırır hatta menopozdan sonraki ilk 5 senesinde cilt kolajeninin %30’unu kaybeder.
"Anti-kolajen" nedir?
Kolajene zarar verip üretimini baskılayan hormon ve amino asitlere “anti-kolajen” denir. Kolajen kaybının 2 ana sebebinden birisi stres ve yetersiz beslenme gibi modern yaşam tarzı problemlerinden dolayı vücuttaki homosistein ve kortizol miktarının yüksek olmasıdır.
Homosistein en çok felç ve kalp krizi riski yaratması ve kemik yoğunluğunu düşürmesi ile bilinir. Yüksek homosistein miktarı sadece ciltteki kolajene değil damarlar ve kemiklerdeki kolajenlere de zarar verir. Homosistein vücutta vitamin (kolin, folik asit, B6, B12) eksikliğinde methionin amino asidine dönüşemediği için birikir. Düşük östrojen miktarı da vücutta homosistein birikmesine sebep olduğundan, menopozdan önce ve sonra homosistein miktarı pik yapar. Homosistein sadece kolajene zarar vermekle kalmaz tüm vücutta yeni kolajen üretimini baskılar.
Kortizol adrenal bezlerin stres anında salgıladığı bir hormondur ve amacı acil durumda vücudu hayatta tutmaktır ama modern hayat vücudumuza gereğinden çok daha fazla kortizol salgılattığından dolayı kolajen ve elastin miktarını hızlı bir şekilde azaltıp üretimini de baskılar. Örneğin, stresin cilt ve saç üzerindeki etkilerini görmek için başkanların veya dünya liderlerinin görevden önce ve sonraki fotoğraflarına bakabilirsiniz.
